23 Temmuz 2018 Pazartesi

KUUMAA - HUDAA LUJEMPAA Tükçe Çeviri by DİPSİLO

KUUMAA - HUDAA LUJEMPAA

Meil kynttilät poltetaan molemmista päistä,
Mumları her iki ucundan yakıyoruz
väistä ei kumpikaan
ikimiz de bundan vazgeçmeyeceğiz
Kun päätit taas leikkiä tänään itsepäistä,
Sen yeniden inatlaşmaya başladığında
haluut mut suututtaa
Beni kızdırmayı istiyorsun
Parempi ois mennä pihalle jäähtyy
En iyisi dışarı çıkıp sakinleşmek olacak
Mut kun kerran ollaan vauhtiin päästy
Ama öncesinde bir kere bunu başlattık

Jos sun pitää huutaa, huuda sitten lujempaa
Eğer bağırman gerekiyorsa daha yüksek sesle bağır
Päästä ruuti syttyy, anna tuulen tuulla ennen ku tyyntyy
Barutun patlamasına izin ver rüzgarın sakinlemeden önce bir kere daha esmesine izin ver
Jos haluat hajottaa, hajotetaan tää sit kokonaan
Eğer ayrılmak istiyorsan önce hepsinden kurtul
Tänään se voi sattuu, kun yö on pimein ennen aamuu
Sabah olmadan önce en karanlık olduğundan beri bugün bu acıtabilir

Tää menee niin ku aina mä tunnistan ton katseen,
Bu her zaman olduğu gibi gider o bakışı tanıyorum
ja mua naurattaa
Ve bu beni güldürüyor
Ku tiiän sä et aio pyytää multa anteeks,
Özür dilemeyeceğini bildiğimden beri
en sitä haluiskaan
Ve dilemeni de istemiyorum
Kato mua ku mä sytytän liekin,
Beni ateşi başlatırken izle
Kato ku se tarraa verhoon kiinni
Perdeleri nasıl tutuşturduğunu izle
Kato miten tuli tapettia nuolee,
Duvar kağıtlarını yalamasını izle
Ja mä lupaan et tää loppuu huomen
Ve sana yemin ederim ki bu yarın sona erecek
Jos sun pitää huutaa, huuda sitten lujempaa
Eğer bağırman gerekiyorsa daha yüksek sesle bağır
Päästä ruuti syttyy, anna tuulen tuulla ennen ku tyyntyy
Barutun patlamasına izin ver rüzgarın sakinlemeden önce bir kere daha esmesine izin ver
Jos haluat hajottaa, hajotetaan tää sit kokonaan
Eğer ayrılmak istiyorsan önce hepsinden kurtul
Tänään se voi sattuu, kun yö on pimein ennen aamuu
Sabah olmadan önce en karanlık olduğundan beri bugün bu acıtabilir 
Jos sun pitää huutaa, huuda sitten lujempaa
Eğer bağırman gerekiyorsa daha yüksek sesle bağır
Päästä ruuti syttyy, anna tuulen tuulla ennen ku tyyntyy
Barutun patlamasına izin ver rüzgarın sakinlemeden önce bir kere daha esmesine izin ver
Jos haluat hajottaa, hajotetaan tää sit kokonaan
Eğer ayrılmak istiyorsan önce hepsinden kurtul
Tänään se voi sattuu, kun yö on pimein ennen aamuu
Sabah olmadan önce en karanlık olduğundan beri bugün bu acıtabilir 

22 Temmuz 2018 Pazar

HJALMER-Hvis Du Går Türkçe Çeviri by DİPSİLO

HJALMER-Hvis Du Går
Türkçe Çeviri by DİPSİLO

Albüm:Skabt Til At Være Ung

Ligger du søvnløs li'som mig?
Benim gibi uykusuz musun
Stirrer du også ud i mørket?
Sen de karanlığa bakıyor musun
Vender og drejer du dig også hvert minut?
Sen de her dakikada bir dönüp duruyor musun
Bli'r du holdt vågen af dit hjerte?
Kalbin seni de mi uyutmuyor

Du sagde, at intet varer evigt, alting har sin tid
Sen hiçbir şeyin sonsuza kadar sürmeyeceğini söyledin senin için her şeyin bir zamanı var
Det er ikke dét, du mener, er det?
Bu kastettiğin şey değil dimi?

Så hvis du ligger og tænker
O zaman eğer yatakta düşünüyorsan
Og ikk' gider det længer'
Ve artık gerçekten istemiyorsan
Så husk, at alting går op og ned
O zaman hatırla ki her şeyin inişleri ve çıkışları olur

Lykken, den vender
Mutluluk döner
Og jeg tror, at du glemmer
Düşünüyorum ki sanırım unutuyorsun
At hvis du går, så går jeg med (x3)
Eğer sen terk edersen benim de terk edeceğimi

Og der' ingen varme i
Ve içinde hiç sıcaklık yok
Det lys fra gaden, jeg studerer
Caddedeki ışıklar ben çalışıyorum
Jeg ligger søvnløs bare ved tanken, om at det' forbi
Sadece bittiği düşüncesiyle uykusuzum
Men det' intet, du ikk' ku' kurere
Ama bu senin tedavi edebileceğin bir şey değil
Jeg ved, du synes, jeg ikk' er værd at samle på
Biliyorum beni çevrende bulunduracak kadar değerli biri olmadığımı düşünüyorsun
Men det' ikke dér, det ender, er det?
Ama burası sona erecek yer değil değil mi

Så hvis du ligger og tænker
O zaman eğer yatağında düşünüyorsan
Og ikk' gider det længer'
Ve eğer bunu gerçekten istemiyorsan
Så husk, at alting går op og ned
Şunu hatırla ki her şeyin inişi çıkışı vardır
Lykken, den vender
Mutluluk döner
Og jeg tror, at du glemmer
Düşünüyorum ki sanırım unutuyorsun
At hvis du går, så går jeg med
Eğer sen terk edersen benim de terk edeceğimi
Ja, hvis du går, så går jeg med
Evet sen terk edersen ben de terk ederim

Sku' jeg rejse mig fra sengen? For så længe jeg ligger her
Yataktan kalkmalı mıyım Çünkü burada ne kadar yatarsam yatayım
Er jeg tvunget til at ligge og spekulere
Hala yatmaya ve merak etmeye zorlanıyorum
Men hvis jeg ringer nu, så vil du nok ikke engang reagere
Ama şimdi arasam cevap bile vermezsin
Men jeg ved, du' li' så vågen, li' så søvnløs, som jeg er
Ama biliyorum ki sen de en az benim kadar uzaktasın ve benim kadar uykusuzsun
Hør nu, hva' jeg si'r
Lütfen ne dediğimi dinle

Jeg ved, du ligger og tænker
Biliyorum yatağında düşünüyorsun
Og ikk' gider det længer'
Ve bunu gerçekten artık istemiyorsun
Men husk, at alting går op og ned
O zaman hatırla her şeyin bir inişi bir de çıkışı vardır
Lykken, den vender
Mutluluk döner
Og jeg tror, at du glemmer
Düşünüyorum ki sanırım unutuyorsun
At hvis du går, så går jeg med
Eğer sen terk edersen benim de terk edeceğimi

Så hvis du ligger og tænker
O zaman eğer yatağında düşünüyorsan
Og ikk' gider det længer'
Ve eğer bunu gerçekten istemiyorsan
Så husk, at alting går op og ned
Şunu hatırla ki her şeyin inişi çıkışı vardır
Lykken, den vender
Mutluluk döner
Og jeg tror, at du glemmer
Düşünüyorum ki sanırım unutuyorsun
At hvis du går, så går jeg med
Eğer sen terk edersen benim de terk edeceğimi

NOAH - ALT ER FORBİ Türkçe Çeviri by DİPSİLO

NOAH - ALT ER FORBİ
Türkçe Çeviri by DİPSİLO 

Albüm: NOAH 


Jeg svæver, forsvinder.
Süzülüyorum kayboluyorum
Falder ud i ingenting.
Hiçliğe doğru düşüyorum
Flygter og mister
Kaçıyorum ve kaybediyorum
Lad mig finde tilbage igen.
Yeniden bulmama izin ver
Jeg kalder og håber
Sesleniyorum ve umut ediyorum
Rækker ud efter, hvad der var.
Uzanıyorum eskiden orada olan şeyi almak için
Glemte, men husker
Unutum ama hatırlarım
Og mærker nu, hvor jeg kom fra.
Ve şimdi nereden geldiğimi hissedebiliyorum
Jeg var fanget i et øjeblik
Bir an için yakalandım
Og nu er det for sent
Ve şimdi çok geç
Og jeg fatter et ik'.
Ve bunu anlamıyorum

Alt er forbi
Her şey bitti
Jeg er tom og ødeligt indeni.
İçten içe boşum ve kırıldım
Jeg ved, det vil' vær' bedst bar' at stop
Şimdilik sadece durmanın en iyi olabileceğini biliyorum
Men, hvordan sku' jeg ku' gi dig op
Ama senden nasıl vazgeçebilirim
Selvom alt er fordi
Her şey bitmiş olmasına rağmen
Der er ikke flere chancer at gi'.
Elde başka hiç şans yok
I mit hoved er jeg nødt til at stop'
Zihnimin içinde durmam gerek
Men mit hjerte kan ik' gi' dig op.
Ama kalbim senden vazgeçemez

Skygger og syner
Gölgeler ve görüntüler
Ser til, mens jeg farer vild
Kaybolurken izliyorum
Tankerne flygter
Düşünceler uçuyor
Under vand, genem ild.
Suyun altında ateşin içinden
Jeg var fanget i et øjeblik
Bir an yakalandım
Og nu er det for sent
Ve şimdi çok geç
Og jeg fatter det ik'
Ve ben bunu anlamıyorum

Alt er forbi
Her şey bitti
Jeg er tom og ødeligt indeni.
İçten içe boşum ve kırıldım
Jeg ved, det vil' vær' bedst bar' at stop
Şimdilik sadece durmanın en iyi olabileceğini biliyorum
Men, hvordan sku' jeg ku' gi dig op
Ama senden nasıl vazgeçebilirim
Selvom alt er fordi
Her şey bitmiş olmasına rağmen
Der er ikke flere chancer at gi'.
Elde başka hiç şans yok
I mit hoved er jeg nødt til at stop'
Zihnimin içinde durmam gerek
Men mit hjerte kan ik' gi' dig op.
Ama kalbim senden vazgeçemez

Ingenting er som det var
Hiçbir şey eskiden olduğu gibi değil
Vi blev væk og kom for langt væk herfra
Biz kaybolduk ve bundan çok çok uzaklara gittik
Følger med i evighed
Sonsuza kadar takip et
Og kom tilbage til det her sted.
Ve buraya geri getir
Alt er forbi
Her şey bitti
Jeg er tom og ødeligt indeni.
İçten içe boşum ve kırıldım
Jeg ved, det vil' vær' bedst bar' at stop
Şimdilik sadece durmanın en iyi olabileceğini biliyorum
Men, hvordan sku' jeg ku' gi dig op
Ama senden nasıl vazgeçebilirim
Alt er forbi
Her şey bitti
Alt er forbi
Her şey bitti
Jeg er tom og ødeligt indeni.
İçten içe boşum ve kırıldım
Jeg ved, det vil' vær' bedst bar' at stop
Şimdilik sadece durmanın en iyi olabileceğini biliyorum
Men, hvordan sku' jeg ku' gi dig op
Ama senden nasıl vazgeçebilirim
Selvom alt er fordi
Her şey bitmiş olmasına rağmen
Der er ikke flere chancer at gi'.
Elde başka hiç şans yok
I mit hoved er jeg nødt til at stop'
Zihnimin içinde durmam gerek
Men mit hjerte kan ik' gi' dig op.
Ama kalbim senden vazgeçemez


Kan ik' gi' dig op
Senden vazgeçemem
Ja, ja
Evet evet
Jeg kan ik' gi' dig op
Senden vazgeçemem
Nej, jeg kan ik' gi' dig op
Hayır senden vazgeçemem
Gi' dig op
Senden vazgeçmek
Nej, nej
Hayır hayır
Nej, jeg kan ik' gi' dig op
Hayır senden vazgeçemem
Nej, nej nej, nej
hayır hayır hayır hayır
Gi' dig op
Senden vazgeçmek
Nej nej nej nej nej nej nej
Hayır hayır hayır

NOAH - OVER BYEN Türkçe Çeviri by DİPSİLO

NOAH -  OVER BYEN
Türkçe Çeviri by DİPSİLO

Albüm: Noah



Højt over skyen
Gökyüzünden daha yukarıda
Langt over byen
Şehirden daha uzakta
Tog du mig med
Sen beni aldın
Himlen ku’ nå dig
Cennet sana uzanabilir
Og stjernerne så mig - falde ned
Ve yıldızlar benim düştüğümü gördü
Drømmene vågner
Rüyalar uyandı
For drivende tåger
Başıboş sis için
Og nu står jeg her
Ve ben şimdi burada duruyorum
Fanget i vrimlen
Kaosun içinde sıkıştım kaldım
Langt væk fra himlen
Cennetten uzakta
Fra hvor du er
Senin olduğun yerden uzakta

Lige meget hvor langt der er
Ne kadar uzak olursa olsun
Er jeg nødt til at vær’
Olmak istiyorum
Omkring dig
Senin çevrende
Omkring dig
Senin çevrende
Og hvor du end er
Ve sen her nerede olursan ol
Vil du altid vær’
Her zaman
Omkring mig
Benim çevremde olucaksın
Omkring mig
Benim çevremde olucaksın

Over byen – rundt om mig
Şehrin ötesinde benim çevremde
Gennem tid og sted
Zamanın ve uzayın içinden
Ta’r du mig med
Beni
I en stjernestorm af 1000 lys
Binlerce ışığın arasındaki yıldız fırtınasından alıp götürüyorsun
Ser jeg dig
Seni görüyorum

Med nordlys omkring dig
Çevrendeki kutup yıldızlarıyla beraber
Hvirvler du videre
İleriye doğru yuvarla
I min fantasi
Hayal gücümde
Og som en bro over vand
Ve sanki suyun üstündeki köprü gibi
Holder vi fast i hinand’
Birbirimize tutunuyoruz
Indeni
İçinde

Gadelygterne så din krop
Şehir ışıkları senin bedenini gördü
Lyse alting op
Her şeyi ateşe ver
Omkring mig
Benim çevremdeki
Omkring mig
Benim çevremdeki
Om verden så alting gå i stå
Ve dünya her şeyin dönmeyi bırakmasını gördü
Omkring dig
Senin çevrendeki
Omkring dig
Senin çevrendeki

Over byen – rundt om mig
Şehrin ötesinde benim çevremde
Gennem tid og sted
Uzay ve zamanın içinde
Ta’r du mig med
Sen beni
I en stjernestorm af 1000 lys
Binlerce ışığın arasından yıldız fırtınasının içinden alıp götürüyorsun
Ser jeg dig
Seni görüyorum
Du viser vej
Yolu göster
Du viser mig vej
Bana yolu göster

Åh, du løfter mig derop
O sen beni buralara kadar kaldırdın
Hvor drømmene bli’r til
Hayallerin yapıldığı yere
Og svæver vægtløs fra min krop
Ve vücudunun ağırlığından bağımsız bir şekilde süzül
Til der hvor du ta’r mig hen
Beni götürdüğün yere doğru
Som et lyn under skyen
Bulutun altındaki yıldırım gibi
Over gaden – ind i byen
Caddeden uzakta şehrin içinde
Er du der?
Orada mısın?
(Og mine øjne ser)
Ve gözlerim görüyor
Ta’ mig med til det sted
Beni o yere götür
Hvor jeg ikke falder ned
Düşmeyeceğim yere
Når du er her
Sen oradayken
Over byen – rundt om mig
Şehrin ötesinde benim çevremde
Gennem tid og sted
Uzay ve zamanın içinde
Ta’r du mig med
Sen beni
I en stjernestorm af 1000 lys
Binlerce ışığın arasından yıldız fırtınasının içinden alıp götürüyorsun
Ser jeg dig
Seni görüyorum
Over byen – rundt om mig
Şehrin ötesinde benim çevremde
Gennem tid og sted
Uzay ve zamanın içinde
Ta’r du mig med
Sen beni
I en stjernestorm af 1000 lys
Binlerce ışığın arasından yıldız fırtınasının içinden alıp götürüyorsun
Ser jeg dig
Seni görüyorum
Du viser vej
Yolu göster
Du viser mig vej
Bana yolu göster

La’ mig ta’ med dig
Seninle gitmeme izin ver
La’ mig ta’ med dig
Seninle gitmeme izin ver
Jeg vil kun vær’ hos dig
Ben sadece seninle birlikte olmak istiyorum

21 Temmuz 2018 Cumartesi

MUMFORD AND SONS- REMİNDER Türkçe Çeviri by DİPSİLO

Mumford And Sons - Reminder
Türkçe Çeviri by DİPSİLO

ALBÜM:Babel


Don't let me darken your door
Kapını karartmama neden olma
That's not what I came here for
Bu yüzden buraya gelmedim
No it's not what I came here for
Hayır buraya bu yüzden gelmedim

And I won't hear you cry when I'm gone
Ve gittiğimde ağlamanı duymayacağım
I won't know if I'm doing you wrong
Sana yanlış yaptım mı bilmeyeceğim
I never know if I'm doing you wrong
Sana yanlış yaptım mı bilmeyeceğim

A constant reminder of where I can find her
Onu nerede bulabileceğim konusunda sürekli bir hatırlatıcı
A light that might give up the way
Yoldan vazgeçebilecek bir ışık
Is all that I'm asking for
Tüm istediğim bu
without her I'm lost
Onsuz ben kayboldum
But my love, don't fade away
Ama benim aşkım solup gitmeyecek

So I watched the world tear us apart
Dünyanın bizi ayırmasını izledim
A stoic mind and a bleeding heart
Metin bir zihin ve kanayan bir kalp
You never see my bleeding heart
Sen benim kanayan kalbimi asla görmeyeceksin

And your light's always shining on
Ve senin ışığın her zaman parlayacak
And I've been traveling oh so long
Ve ben çok uzun süredir yolculuk yapıyorum
I've been traveling oh so long
Çok uzun süredir yolculuk yapıyorum

A constant reminder of where I can find her
Onu nerede bulacağım hakkında sürekli bir hatırlatıcı
Light that might give up the way
Yoldan vazgeçebilecek ışık
Is all that I'm asking for without her I'm lost
Tüm istediğim bu onsuz ben kayboldum
Oh my love don't fade away
Oh aşkım solup gitme
Oh my love don't fade away
oh aşkım solup gitme

DAMIEN RICE - CHILDISH Türkçe çeviri by DİPSİLO

Damien RICE - Childish



I'm so childish, a little bit wildish
Ben çok çocuksuyum birazcık da yabaniyim
With my rumdiddlyumdiddlyumdiddly, I'm so deep
Benim rumdiddlyumdiddlyumdiddly'la beraber , Ben çok derinim

Well I'm so garish, a little unfairish
Pekala çok gösterişliyim biraz adaletsiz
The way I pick you up, and drop you in a heap
Seni tutup kaldırma şeklim ve seni yığına bırakmam

I'm so unfaithful, in fact I'm a plateful
Ben çok sadakatsizim tabak dolusu olmama rağmen
I won't kiss her, but I'll stare her up all night
Onu öpmem ama bütün gece onu izlerim

I'm a stormy little singer, an unstable little swinger
Ben fırtınalı bir şarkıcıyım dengesiz bir sallanan
If you're coming, come prepared for a fight
Eğer geliyorsan bir kavgaya hazır olarak gel
I'm so childish, a little bit wildish
Ben çok çocuksuyum birazcık da yabaniyim
With my rumdiddlyumdiddlyumdiddly, I'm so deep
Benim rumdiddlyumdiddlyumdiddly'la beraber , Ben çok derinim

Well I'm so uncaring, do far too much swearing
Pekala ben çok umursamazım haddinden fazla küfür ederim
And if you read through my behaviour, you'll find I'm a creep
Ve eğer davranışlarımdan okuyabilirsen sen benim garip olduğumu anlayacaksın

I'll play a stormer, yet in the corner
Ben fırtınacıyı oynayabilirim köşede olsam bile
I'll be grumpy on my own, like I don't care
Kendi kendime huysuz olucam önemsemiyormuşum gibi

I'm a stormy little singer, an unstable little swinger
Ben küçük fırtınalı bir şakıcıyım dengesiz bir küçük sallanan
With a big rip, in the arsehole of my flares
Büyük bir yırtıkla beraber fişeklerimin göt deliklerinde

I'm so childish, a little bit wildish
Ben çok çocuksuyum birazcık da yabaniyim
With my rumdiddlyumdiddlyumdiddly, 
I'm so mad
Benim rumdiddlyumdiddlyumdiddly'la beraber , çok kızgınım

I'm so truthful, a little bit bruteful
Ben çok doğrucuyum birazcık acımasızlıkla beraber
But in sooth I know not, why I am so sad
Ama hakikatte bilmiyorum ki neden bu kadar üzgünüm

I try my bestest, well as far the restest
Ben elimden gelenin en iyisini denerim yeniden deneyene kadar
Well it's just stuff that comes out wrong, and gets misunderstood
Pekala bunlar sadece yanlışlıkla çıkan ve yanlış anlaşılan şeylerdir

I'm a dandy little dreamer, a doctored misdemeanour
Züppe bir hayalperestim doktoralı bir suçlu
A didactic destiny schemer, bare with me if you would
Bir didaktik kader şeması eğer istersen benimle açıl

KEATON HENSON - YOU DON'T KNOW HOW LUCKY YOU ARE Türkçe Çeviri by DİPSİLO

Keaton Henson - You Don't Know How Lucky You Are
Türkçe Çeviri by DİPSİLO

Albüm: Dear...

Does he know 
O biliyor mu
Who you are?
Senin kim olduğunu
Does he laugh, 
O gülüyor mu
Just to know
Sadece bilerek
What he has?
Neye sahip olduğunu

Does he know
O biliyor mu
Not to talk
Konuşmaması gereketiğini
About your dad?
Baban hakkında
Does he know when you're sad?
Sen üzgün olduğunda bunu biliyor mu

You don't like to be touched,
Sen dokunulmasını sevmezsin
Let alone kissed
Öpücüklerle yalnız bırakmak
Does he know where your lips begin?
O senin dudaklarının nereden başladığını biliyor mu

Do you know
Sen biliyor musun
Who you are?
Kim olduğunu
Do you laugh,
Gülüyor musun
Just to think
Sadece düşünerek
What I lack?
Benim neyim olmadığını

Do you know
Biliyor musun
Your lip shakes
Senin dudakların titrer
When you're mad?
Sen kızgınken
And do you notice when you're sad?
Ve üzgünken fark ettin mi?

You don't like to be touched,
Dokunulmasını sevmiyorsun
Let alone kissed
Sadece yalnız öpücükleri bırak

Does his love make your head spin?
Onun aşkı senin başını döndürüyor mu
Does his love make your head spin?
Onun aşkı senin başını döndürüyor mu
Does his love make your head spin?
Onun aşkı senin başını döndürüyor mu

BILLY RAFFOUL - I'M NOT A SAINT Türkçe Çeviri By DİPSİLO

Billy RAFFOUL - I'M Not A Saint
Türkçe Çeviri By DİPSİLO

Albüm: 1975

But I've had one too many cigarettes burning up my lungs
Ama ben bir de ciğerlerimi yakan çok fazla sigara sahibim
Had the taste of one too many lips hanging of my tongue, oh, oh
Bir de dilimde dolanan çok fazla dudağın tadına sahibim
Sunday morning getting high, drinking here alone
Pazar sabahı kafayı buluyorum burada yalnız içiyorum
Thinking up a brand new alibi for not coming home, oh, oh
Eve gelmediğim için yepyeni bir mazeret düşünüyorum

And I'm sorry I lie so much
Ve ben üzgünüm çok yalan söylüyorum
I'm not a saint, but I could be if I tried
Ben bir aziz değilim ama deneseydim olurdum
Lord knows I've got habits to break
Tanrı biliyor ya bırakmam gereken alışkanlıklarım var
I'm really good at being good at goodbyes
Elvedalarda iyi olmada gerçekten iyiyim

I'm gonna give you fair warning that I
Sana adil bir uyarıda bulunacağım
I'm not a saint, but I could be if I tried
Aziz olmadığım konusunda ama deneseydim olurdum
Lord knows I don't learn from mistakes
Tanrı biliyor ya ben hatalarımdan ders çıkarmıyorum
And I'm not here unless I'm here by your side
Ve burada bile değilim eğer senin yamacında değilsem

I'm not a saint, but I could be if I
Ben bir aziz değilim ama olabilirdim eğer
Sover up and settle down, give a little talk
Ayıl ve yerleş, küçük bir konuşma yap
'Bout how I can't keep from runnin' 'round
Nasıl çevrede dolanıp durmaktan kaçamadığım hakkında
Say it's such a fault, oh, oh
Bunun kocaman bir hata olduğunu söyle

And I'm sorry I lie so much
Ve ben üzgünüm ben çok yalan söylüyorum
I'm not a saint, but I could be if I tried
Ben bir aziz değilim ama deneseydim olabilirdim
Lord knows I've got habits to break
Tanrı biliyor ya kırmam gerek alışkanlıklarım var
I'm really good at being good at goodbyes
Gerçekten elvedalarda iyi olmakta iyiyim

I'm gonna give you fair warning that I
Sana adil bir uyarı vereceğim
I'm not a saint, but I could be if I tried
Aziz olmadığım hakkında ama deneseydim olabilirdim
Lord knows I don't learn from mistakes
Tanrı biliyor hatalarımdan öğrenmiyorum
And I'm not here unless I'm here by your side
Burada bile değilim eğer yanımda sen yoksan
I'm not a saint, but I could be if I tried
Ben bir aziz değilim ama deneseydim olabilirdim
Oh woah, oh woah, oh
Oh woah, oh woah, oh
Oh woah, oh woah, oh
I'm gonna give you fair warning that I
Sana adil bir uyarıda bulunacağım;
Will be the reason for the tears in your eyes
Ben senin gözlerindeki yaşın nedeni olurum
I'm not a saint, but I could be if I tried
Ben bir aziz değilim ama deneseydim olabilirdim
Lord knows I've got habits to break
Tanrı biliyor ya kırmam gereken alışkanlıklarım var
I'm really good at being good at goodbyes
Ben gerçekten elvedalarda iyi olmada iyiyimdir
I'm gonna give you fair warning that I
Sana adil bir uyarıda bulunacağım
I'm not a saint, but I could be if I tried
Ben bir aziz değilim ama deneseydim olabilirdim
Lord knows I don't learn from mistakes
Tanrı biliyor ya ben hatalarımdan ders çıkarmıyorum
And I'm not here unless I'm here by your side
Ve ben burada bile değilim eğer senin yanında değilsem
I'm gonna give you fair warning that I
Sana adil bir uyarıda abulunacağım
Oh woah, oh woah, oh
Oh woah, oh woah, oh
Oh woah, oh woah, oh
I'm not a saint, but I could be if I tried
Ben aziz değilim ama deneseydim olurdum

DODİE - SİCK OF LOSİNG SOULMATES Türkçe Çeviri BY DİPSİLO

DİPSİLO Türkçe Çeviri - DODİE - Sick Of Losing Soulmates
Türkçe Çeviri BY DİPSİLO

Albüm: Intertwined



What a strange being you are, God knows where I would be
Ne enteresan bir şeysin sen, Tanrı biliyor ki karanlıkta tek başıma otururken
If you hadn't found me, sitting all alone in the dark
Eğer sen beni bulmasaydın ben nerede olurdum,
A dumb screenshot of youth
Aptal bir gençliğin ekran görüntüsü
Watch how a cold broken teen
Soğuk kırılmış bir ergenin
Will desperately lean on a superglued human of proof
Kanıtlanmış bir insana nasıl umutsuzca meyil edeceğini izle

What the hell would I be, without you
Sensiz hangi cehennemde olurdum
Brave face talk so lightly, hide the truth
Cesur surat çok hafif konuşuyor gerçeği gizliyor

'Cause I'm sick of losing soulmates, so where do we begin
Çünkü ben ruh eşlerini kaybetmekten yoruldum, nerede başlıyoruz
I can finally see, you're as fucked up as me
Sonunda görebiliyorum sen de en az benim kadar sıçmış durumdasın
So how do we win?
O zaman nasıl kazanacağız?
Yeah, I'm sick of losing soulmates, won't be alone again
Evet ben ruh eşleri kaybetmekten sıkıldım bir daha yalnız olmayacağım
I can finally see, you're as fucked up as me
Sonunda görebiliyorum ki sen de en az benim kadar sıçmış durumdasın
So how do we win?
O zaman nasıl kazanacağız?

We will grow old as friends, I've promised that before
Biz arkadaş gibi büyüyeceğiz, buna önceden yemin ettim
So what's one more?
Bir sonraki ne?
In our grey-haired circle, waiting for the end
Gri saçlı dönemimizde sonu beklerken
Time and hearts will wear us thin
Zaman ve kalplerimiz bizi zayıflatacak
So which path will you take, cause we both know a break
O zaman hangi yolu seçeceksin çünkü ikimizde
Does exactly what it says on the tin
Biliyoruz ki çıkış yolu tenekenin üstünle yazanla tamamen aynı

What the hell would I be, without you
Sensiz ben hangi cehennemde olurdum
Brave face talk so lightly, hide the truth
Cesur surat çok yavaşça konuşuyor hakikati gizleyerek

'Cause I'm sick of losing soulmates, so where do we begin
Çünkü ben ruh eşlerini kaybetmekten bunaldım o zaman nereden başlıyoruz
I can finally see, you're as fucked up as me
Sonunda görebiliyorum ki sen de en az benim kadar sıçmış durumdasın
So how do we win?
O zaman nasıl kazanacağız?
Yeah, I'm sick of losing soulmates, won't be alone again
Evet ben ruh eşleri kaybetmekten sıkıldım bir daha yalnız olmayacağım
I can finally see, you're as fucked up as me
Sonunda görebiliyorum ki sen de benim kadar sıçmış durumdasın
So how do we win?
O zaman biz nasıl kazanıcağız?

I won't take no for an answer (I won't take no for an answer)
Hayırı cevap olarak kabul etmeyeceğim
I won't take no for an answer (I won't take no for an answer)
Hayırı cevap olarak kabul etmeyeceğim
I won't take no (I won't take no)
Hayırı kabul etmeyeceğim
I won't take no (I won't take no)
Hayırı kabul etmeyeceğim

'Cause I'm sick of losing soulmates, so where do we begin
Çünkü ben ruh eşleri kaybetmekten yoruldum o zaman nereden başlıycaz
I can finally see, you're as fucked up as me
Sonunda görebiliyorum sen de benim gibi sıçmış durumdasın
So how do we win?
O zaman biz nasıl kazanacağız?
Yeah, I'm sick of losing soulmates, won't be alone again
Evet ben ruh eşleri kaybetmekten sıkıldım bir daha yalnız olmayacağım
I can finally see, you're as fucked up as me
Sonunda görebiliyorum ki sen de benim gibi sıçmışsın
So how do we win?
O zaman nasıl kazanacağız?

PASSENGER - WHY CAN'T I CHANGE Türkçe Çeviri BY DİPSİLO

Passenger - Why Can't I Change - 
Türkçe Çeviri BY DİPSİLO

Albüm: Runaway


Why can't I change after all these years?
Neden bunca sene sonra değişemiyorum
Why can't I change my ways?
Neden yollarımı değiştiremiyorum
I find it so strange after all these years
Tüm bu yıllardan sonra bunu çok enteresan buluyorum
I'm still more or less the same
Hala aynıdan daha fazla ya da daha azım

Wherever I go, whatever I do, whatever I know
Nereye gidersem gideyim ne yaparsam yapayım ne bilirsem bileyim
It just comes and goes so soon
Bu sadece çok çabuk gelip gidiyor
Whatever life brings, whatever song it sings
Hayat ne getirse getirsin hangi şarkıyı söylerse söylesin
I'm still whistling the same old tune
Ben hala aynı ritmi ıslıkla çalıyorum

Why can't I change after all these years?
Tüm bunca seneden sonra niçin değişemiyorum
Why can't I change my ways?
Neden yollarımı değiştiremiyorum
I find it so strange after all these years
Tüm bu yıllardan sonra bunu çok garip buluyorum
I'm still more or less the same
Hala aynıdan ya daha fazlayım ya da daha azım

Whoever I'm with, whatever I take, whatever I give
Kimle olursam olayım ne alırsam alayım ne verirsem vereyim
I'm still running in the same old race
Hala aynı yarışta koşuyorum
Whatever choice I make, whatever road I take
Hangi seçimi yaparsam yapayım hangi yolu seçersem seçeyim
But I still wind up in the same old place
Ama hala aynı eski mekanda sonlanıyorum
So why, why can't I change? 
O zaman niçin niçin değişemiyorum

(Why can't I change) after all these years?
Neden değişemiyorum tüm bu senelerden sonra
Why can't I change my ways? 
Neden yollarımı değiştiremiyorum
(Why can't I change my ways?) oh, I find it so strange 
Neden yollarımı değiştiremiyorum oh bunu çok garip buluyorum
That after all these years
Senelerden sonra
I'm still more or less the same
Hala aynıdan ya daha fazlayım ya da daha azım
I'm more or less the same, yeah, yeah
Aynıdan ya daha fazlayım ya daha azım
I'm more or less the same, yeah, yeah
Aynıdan ya daha fazlayım ya daha azım

AGNES OBEL - RİVERSİDE Türkçe Çeviri BY DİPSİLO

Türkçe Çeviri - Agnes OBEL - Riverside
Türkçe Çeviri BY DİPSİLO

Albüm: Philharmonics

Down by the river by the boats
Nehrin aşağısında botların orada
Where everybody goes to be alone
Yalnız kalmak için herkesin gittiği yerde
Where you won't see any rising sun
Doğan hiçbir güneşi göremeyeceğin yerde
Down to the river we will run
Nehre doğru biz koşacağız

When by the water we drinks to the dregs
Suyu tortularına kadar içtiğimizde
Look at the stones on the riverbed
Nehir yatağındaki taşlara bak
I can tell from your eyes
Gözlerine bakarak söyleyebilirim ki
You've never been by the riverside
Sen hiç nehir kenarına gelmemişsin

Down by the water the riverbed
Suyun aşağısındaki nehir yatağı
Somebody calls you somebody says
Biri seni çağırıyor biri söylüyor
Swim with the current and float away
Mevcut olanla yüz ve süzül
Down by the river every day
Nehrin aşağısında her gün

Oh my god I see how everything is torn in the river deep
Aman tanrım nehrin sonunda her şeyin nasıl da kopmuş olduğunu görebiliyorum
And I don't know why I go the way
Ve neden yoldan gittiğimi bilmiyorum
Down by the riverside
Nehir kenarının aşağısında
When that old river runs past your eyes
O yaşlı nehir gözlerinin önünden geçip gittiğinde

To wash off the dirt on the riverside
Nehir kenarındaki pislikleri temizlemek için
Go to the water so every near
Her yakındaki suya git
The river will be your eyes and ears
Nehir senin gözlerin ve kulakların olacak
I walk to the borders on my own
Sınırlardan kendi başıma yürüyeceğim

Fall in the water just like a stone
Bir taş gibi suya düş
Chilled to the marrow in them bones
Kemiklerindeki iliklere kadar titredi
Why do I go here alone
Neden ben buraya yalnız geldim
Oh my god I see how everything is torn in the river deep
Aman tanrım nehrin dibinde her şeyin nasıl da kopuk olduğunu görüyorum

And I don't know why I go the way
Ve ben niçin bu yoldan gittiğimi bilmiyorum
Down by the riverside
Nehrin kenarının aşağısında
Oh my god I see how everything is torn in the river deep
Aman tanrım nehrin sonunda her şeyin nasıl da kopuk olduğunu görüyorum
And I don't know why I go the way
Ve neden yoldan gittiğimi bilmiyorum

Down by the riverside
Nehir kenarının aşağısında
Oh oh
Ah ah ah
Oh oh
Ah ah ah
Oh oh
Ah ah ah
Down by the riverside
Nehir kenarının aşağısında
Down by the riverside
Nehir kenarının aşağısında

FUR - IF YOU KNOW THAT I'M LONELY Türkçe Çeviri BY DİPSİLO

Türkçe Çeviri - FUR - If You Know That I'm Lonely

Türkçe Çeviri BY DİPSİLO

Close my eyes and I feel like I'm not even in my life

Gözlerimi kapat ve kendi hayatımda bile değilmişim gibi hissediyorum
And I never wanna leave
Ve asla terk etmek istemezdim
As I see myself running out of time
Vaktimin dolduğunu gördüğüm gibi
Mistake after mistake, it's safer if I distance myself
Hata üstüne hata, eğer kendimden uzaklaşırsan daha güvenli olur
If there's a way for me to not do what I have done for so long
Eğer bu zamana kadar yaptığımı yapmamamın bir yolu varsa

Don't be sorry, if you know that I'm lonely
Üzülme, eğer benim yalnız olduğumu biliyorsan
I don't feel like you know me well enough to understand
Anlamak için beni yeterince tanıdığını düşünmüyorum

Mysterious ways of dealing with a couple of down days
Şu geçen birkaç günle başa çıkmanın gizemli yolları
It's like you're stealing what I had for a while and using it yourself
Bu sanki benim bir zamanlar sahip olduğum şeyi çalıp kendine kullanıyormuşsun gibi
In my mind I see what I wanna see and if it goes wrong
Zihnimde görmek istediğimi görüyorum ve eğer bu yanlış giderse
I think i'll never be the same, but i know it's only make believe
Sanıyorum ki asla aynı olmayacağım ama biliyorum bu sadece inandırıyor

So don't be sorry, if you know that I'm lonely
O zaman üzgün olma eğer benim yalnız olduğumu biliyorsan
I don't feel like you know me well enough to understand
Anlayabilmek için beni yeterinde tanıdığını düşünmüyorum
If you can show me that your thoughts are all holy
Eğer düşüncelerinin kutsal olduğunu bana gösterebilirsen
I'll pretend that you know me like you always wanted to
Her zaman istediğin gibi ben de beni tanıyormuşsun gibi davranırım

Maybe it stays as it's always been
Belki de her zaman olduğu gibi kalacak
Hazy and they see what we can't see
Puslu ve onlar bizim göremediklerimizi görüyorlar
Please let me know if you want me around
Eğer beni çevrende istiyorsan lütfen bunu bilmemi sağla
And I'll try my hardest to be good
Ve ben de en iyi olmak için elimden geleni yapacağım

So don't be sorry, if you know that I'm lonely
O zaman üzülme eğer benim yalnız olduğumu biliyorsan
I don't feel like you know me well enough to understand
Anlamak için beni yeterinde tanımadığını düşünüyorum
If you can show me that your thoughts are all holy
Eğer düşüncelerinin kutsal olduğunu bana gösterebilirsen
I'll pretend that you know me like you always wanted to

Her zaman istediğin gibi ben de beni biliyormuşsun davranırım

PASSENGER - HOME Türkçe Çeviri BY DİPSİLO

Türkçe Çeviri - Passenger - Home
Türkçe Çeviri BY DİPSİLO

Albüm: Young As The Morning, Old As The Sea



They say home is where the heart is
Kalbin neredeyse evin orasıdır derler
but my heart is wild and free
Ama benim kalbim vahşi ve özgür
So am I homeless
O zaman ben evsiz miyim
Or just heartless?
Ya da sadece kalpsiz miyim?

Did I start this?
Bunu ben mi başlattım?
Did it start me?
Yoksa beni o mu başlattı?
They say fear is for the brave
Korkunun cesurlar için olduğunu söylerler
For cowards never stare it in the eye
Korkakların gözlerin içine asla bakmamasından dolayı

So am I fearless to be fearful
O zaman korkusuz olmak için mi korku doluyum
Does it take courage to learn how to cry
Ağlamayı öğrenmek yürek mi ister
So many winding roads
Çok fazla dolambaçlı yollar
So many miles to go
Gidilmesi gereken çok kilometre var

and oh..
ve oh
Oh they say love is for the loving
Oh ve onlar diyorlar ki sevgi aşk içindir

Without love maybe nothing is real
Aşksız belki de hiçbir şey gerçek değildir
So am I loveless or do I just love less
O zaman ben sevgisiz miyim ya da sadece daha az mı seviyorum
Oh since love left
Oh aşk gittiğinden beri
I have nothing left to fear
Korkacak hiçbir şeyim kalmadı

So many winding roads
Dolambaçlı çok fazla yol
So many miles to go
Gidilecek çok fazla kilometre

When I start feeling sick of it all
Hepsinden sıkılmış hissetmeye başladığımda
It helps to remember I'm a brick in a wall
O benim yamaçtan aşağı denize doğru koşan
who runs down from the hillside to the sea
duvardaki bir tuğla olduğumu hatırlamama yardım eder

when I start feeling that it's gone too far
Ben çok ileri gittiğini düşünmeye başladığımda 
I lie on my back and stare up at the stars
Sırtımı yaslarım ve yukarı yıldızlara bakarım
I wonder if they're staring back at me
Acaba onlar da bana bakıyor mudur diye merak ederim
oh when I start feeling sick of it all
Oh hepsinden sıkılmaya başladığımı hissettiğimde

It helps to remember I'm a brick in a wall
O benim yamaçtan aşağı denize doğru koşan
who runs down from the hillside to the sea
duvardaki bir tuğla olduğumu hatırlamama yardım eder

when I start feeling that it's gone too far
Ben bunun çok ileri gittiğini düşünmeye başladığımda
I lie on my back and stare up at the stars
Sırtımı yaslarım ve yukarı yıldızlara bakarım
I wonder if they're staring back at me
Acaba onlar da bana bakıyor mudur diye merak ederim

GREG LASWELL - COMES AND GOES Türkçe Çeviri BY DİPSİLO

 Türkçe Çeviri - Greg LASWELL - Comes And Goes
Türkçe Çeviri BY DİPSİLO

Albüm: Three Flights From Alto Nido


This one's for the lonely
Bu kısım yalnızlar için
The one's that seek and find
Arayan ve bulunanlar için
Only to be let down
Sırf hayal kırıklığına uğratmak için
Time after time
Tekrar tekrar

This one's for the torn down
Bu kısım sökülenler için
The experts at the fall
Düşmekde usta olanlar
Come on friends get up now
Haydi arkadaşlar şimdi ayağa kalkalım
You're not alone at all
Sen hiç de yapayalnız değilsin

And this part was for her
Ve bu kısım onun içindi
And this part was for her
Ve bu kısım onun içindi
This part was for her
Bu kısım onun içindi

Does she remember?
Acaba o hatırlıyor mudur?
It comes and goes and waves
O geliyor gidiyor ve dalgalanıyor
I
Ben

This one's for the faithless
Bu kısım inançsızlar için
The ones that are surprised
Onlar şaşıranlardır
They're only where they are now
Onlar şuan neredeyseler odurlar
Regardless of their fight
Kavgalarından bağımsızca

This one's for believing
Bu kısım inanmak için
If only for it's sake
Eğer sadece onun hatrınaysa
Come on friends get up now
Hadi arkadaşlar şimdi ayağa kalkın

Love is to be made
Aşk yapılmak içindir

And this part was for her
Ve bu kısım onun içindi
And this part was for her
Ve bu kısım onun içindi
This part was for her
Bu kısım onun içindi

Does she remember?
Hatırlıyor mudur?

It comes and goes in waves
Bu dalgalarda gelir ve gider
I,
Am only led to wonder why
Ben sadece nedenini merak ederim
It comes in goes in waves
O dalgalarda gelir ve gider
I,
Am only led to wonder why
Ben sadece nedenini merak ederim
Why I try
Neden denediğimin

This is for the ones who stand
Bu kısım baş kaldıranlar için
For the ones who try again
Yeniden deneyenler için
For the ones who need a hand
Bir ele ihtiyacı olanlar için
For the ones that think they can
Yapabileceğine inananlar için

It comes in waves
Bu dalgalarla gelir

I,
Am only led to wonder why
Ben sadece nedenini merak ederim

It comes and goes in waves
Bu dalgalarda gelir ve gider

I,
Am only led to wonder why
Ben sadece nedenini merak ederim

Why I try
Neden denediğimi